Friday, January 31, 2014

Proxima Estación: Esperanza*

Omg (Aman Tanrım!) 2 gün fire vermişim. Siz naptınız bensiz aç, susuz, uykusuz?
Sizi yüz üstü bırakmak istemezdim. Ama çok haklı sebeplerim var. Herşeyin aşırısı zarar; gün boyu egzersiz yapmaktan vücudum pes etti. Bir de üstüne "Fazla molpediniz var mı?" cümlesinin sarfedildiği günler başladı. Dozu azaltılan arsız ativan da rahat durmadı, elektriği beynime dayadı. Hal böyle olunca yorgunluk ve bitkinlik beni yerle yeksan etti. Kolumu kıpırdatamazken yazmaya ne hacet. Ama aklım hep siz kuzucuklardaydı.
Naptınız görüşmeyeli? Fehmi, Fehime, Nezaket, Sağanak, Kumsal...
Ben dün gece çok özel, çok farklı, 1 değil, 2 değil, 3 değil, 5 değil 35 boyutlu bir kadınla tanıştım. O konuştu ben dinledim. Anlattıkça matruşkalar gibi çoğaldı. Gözlerim kocaman açıldı dinledikçe. Beynimin algısı arttı, çalışması hızlandı. Tıpkı yıllar yıllar evvel Gülgün'le Olympos'ta bir bungalovda yanımızda getirdiğimiz yolluğu tırtıklayıp kafaları büyüttüğümüz gece olanlar gibi. Gülgün anlatmış, anlattıkça içinden bambaşka Gülgünler çıkmıştı. Bungalov hikayelere eşlik ederek bir bakmışsın büyümüş okyanus kenarında duvarlarını dalgaların dövdüğü bir villa olmuş, değiş tonton küçülmüş; vasati 40 kibriti taşıyan bir kutucuğa dönüşmüştü.
İşte dün gece de Very Special Woman (VSW) beni yolluksuz, azıksız tıpkı rüyalar alemindeymişiz gibi rengarenk, dolu dizgin bir seyahete çıkardı. Kah kanat takıp uçtuk, kah balık adam olup denizin dibine daldık.
Neticede enerjimiz öyle arttı, algımız öyle açıldı, kapsama alanımız öyle genişledi ki dünyayı omuzlarımızda taşıyabilecek güçteydik artık...

*Proxima Estación: Esperanza bir Manu Chao şarkısıdır. Bir sonraki durak: Umut.

Wednesday, January 29, 2014

Bir Mike Leigh filmi olabilirdi

Mike Leigh - Happy Go Lucky
Bu akşam amcam telefonda "Gıcık gıcık yazma, siyaset falan yaz" dedi. "Ne gıcık mesela?" diye sordum, örnek aklına gelmedi. Herkes siyaset yazıyor oysa ki. Elbet politik görüşlerim var ancak aktif politikadan nefret ederim. Hasbelkader bir siyasi partide çalışsaydım çoktan öteki dünyayı boylamıştım. Oldum olası karşıt görüşlerdeki insanlarla 2 dakikadan fazla politika konuşamam; ateşim çıkar, tansiyonum fırlar, doğru düzgün cümle kuramam. Elaleme rezil olup boş yere kendimi üzdüğümle kalırım. Ayrıca ayarım yoktur; eşimin masülalesiyle yapılan bir akşam yemeği organizasyonunda misal, vatan millet sakarya muhabbeti açılır, yapılan yorumları tansiyonum 20'ye çıkadururken susarak dinler, tam konu kapanıp tehlikeyi atlatacakken kendim bile farketmeden yumruğu sıkıp ayağa fırlar, "Yaşasın halkların kardeşliği!" diye slogan atıp herşeyi mahvederim. O ana kadar son bir çaba ailesine bir şeyleri anlatma gayretine gark olmuş eşim de dahil herkes bana kıl olur. Ben "İyi halt ettim, kendimde deildim, çok ama çok pişmanım" ifadesiyle eşime bakarken, o da "Kızım bittin sen, beni de bitirdin" manasında başını çevirir, "taraf" değiştirir.(*)
Esas, siyaset yazarsam gıcık gıcık yazarım, bilmem anlatabildim mi?
Araya parça atıyorum ve çizdiğim antipatikomik insan tiplemesini hafızalardan silmek için elifbebek taklidi yaparak "yalancı karınca yalancı karınca seninle kimse oynamas" şarkısını söylüyorum. 

http://youtu.be/l1URiGwgH6w
http://youtu.be/NAQEtYxQp3I

Uykumu düzenlemek bugünkü hedefim, gece 12'de uyumak.
O zaman herşey daha güzel olacak.

(*)Bu yazdıklarım karikatürize edilmiş, abartılmış, gerçekte yaşanmamıştır. Müsterih olun dostlarım.(**)

(**)Türkiye'de evli bir kadınsan, blog tutuyorsan ve blogta hayatındaki insanlardan sözediyorsan (ve adın ezguita ise dermişim) yanlış anlaşılma ihtimaline karşılık böyle estupido (stupid) açıklamalar yapmak gerekir belki, bilemedim.(***)

(***)Loop'a girdim.(****)

(****)Hala loop'tayım.

Tuesday, January 28, 2014

Stars Wars Episode II: Attack of the Clones

Türkiye'de yaşayan evli bir kadın olarak eski manita gibisinden bir sıfat tamlamasıyla cümle kurmak ya da gecenin bu saatinde ben napıyorum cin "..." gibi küfürlü konuşmak çok ama çok kötü karşılanır. O yüzden ben de yazmadım. Di mi ama yazmadım? Şahitsiniz. Bunu yapabilen bana göre yürekli, korkusuz (bunun için de nadide bir sözcük var aslında, bilene alkış), bazısı için ise edepsiz birkaç kadın var. İsim vererek kimseyi incitmek istemem (hem 75 milyon kişi beni okuyor.) Ama en rahat "edepsiz" konuşan Huysuz Virjin de nihayetinde bir erkek. Bu yüzden Türkiye'yi dere tepe gezerek kadın argosu sözlüğü yazan Filiz Bingölçe'ye buradan selam ederim. Bir de Yükselim Aksum öyle güzel hikayeler anlatırdı ki memleketinden. O ninesinin ettiği küfürleri alıntılarken ben de babanneminkileri hatırladıydım. Babannem de az değildi hani; hele bi tanesi Esra'nın deyimiyle (bu başka Esra) "tıyneti geniş" benim bile hayal gücümü aşmış, babanneme içten içe bir hayranlık duymuştum. Şimdi olsa "Babanne çok cool'sun" derdim. İçinde kestane geçen bir betimleme, bir tamlama. Ben bir şey demedim. "Argo dili zenginleştirir" de demedim. Di mi demedim?
Peki durup dururken neden böyle bir konudan söz ettim?
Tamamen serbest çağrışımla;
-Yazıya Saygıdeğer okurlar diye başlayacaktım.
-Saygıdeğer sözcüğü bana Yargı Değer sözcüğünü çağrıştırdı.
-Kimdi, neydi Yargı Değer?
-"Eskilerden bir arkadaşın" tanıdığı 2 kardeş vardı babaları avukat olan. Kardeşlerin isimleri Yargı Değer ve Yasa Özgür"dü. Başka bir baba daha vardı matematik öğretmeni ve çocuklarının isimleri Limit ve Türev olan. Şaka yapmıyorum hakikatten öyle. Acaba bu kişiler beni bulup döver mi?
Evet 75 milyon kişi, son dakika gelen habere göre Ezguita bölücü kasların ani bir saldırısına uğradı. Şimdi ayrıntılı haber almak üzere olay yerindeki muhabirimiz Can Yücel Yılmaz Güney Aydın'a bağlanıyoruz. Henüz konuşamayan muhabirimiz olayı işaret diliyle ve "e eee ee" sesleri çıkararak bizlere aktaracak.