Wednesday, March 23, 2016

Halimiz, Tavrımız, Vaziyetimiz Ortada*

Edward Norton, benim bir numaram. Vardır ya herkesin bir numarası, benimki o. Misal babamınki Romy Schneider'dı. Ömer'inki ise Natalie Portman. Tatlı kızdır Natalie. Çok mütevazıdır.
Ben Winona'yı da severim. En çok da Jim Jarmuch'un Dünyada Bir Gece filminin ilk epizodundaki taksi şöförü rolünde. Havalimanından aldığı prodüktör Gena Rowlands'dan gelen Hollywood'da başrol teklifini reddederken "the aşırı cool"dur.
Bir de Penelope'nin yeri bambaşkadır. Bu "zat-ı çok önemli"nin ilk olarak sesini duydum, kendisini görmeden, Amenabar'ın "Gözlerini Aç" filminin açılış sahnesinde. Bana göre dünyanın en seksi dili olan İspanya İspanyolcasıyla uzun uzadıya "Abre los ojos, abre los ojos..." diyordu. Yüzünü görmemle o battal boy kalbimde gitti yerini bulup oturdu zaten.
Gözlerini açmasını söylediği kişi ise yakışıklılıkta sınır tanımayanlar örgütünün İspanya temsilcisi Eduardo Noriega'ydı. Ve bu örgütün %89'unun olduğu gibi o da Allah'ın bir boş vaktinde özene bezene yarattığı gay familyasındandı. Biz kadınlara düşen soğuk su içerek hayıflanmaktı. (meraklısına:https://www.youtube.com/watch?v=WLnu_FU4xTUEy)

Ya düşündüm de yaşamak güzel bazen, güzel sanki. Baksana pişt sen; ayaklarımı yerden kesen, hayallerimi renklendiren büyülü beyazperde, hayat seninle güzel be!

Hey sanat iyi ki varsın. Yedi numaralı olanı, sinema; sense bir başkasın...

...
Yukarıdaki satırları yazdığımda Bağdat Çermik, Muharrem Çermik, Ayşe Bilgilioğlu, Perihan Çermik, Mehmet Yurtsever, Turgay Bulut, Fehmi Çetinkaya, Murat Gül, Hamide Sibel Çetinkaya, Berkay Baş, Erdem Soydan, Taner Kılıç, Feyza Acısu, Sevinç Gökay, Kerim Sağlam, Ferah Önder, Oğuzhan Dura, Sümeyra Çakmak, Destina Peri Parlak, Cemal Özdiker, Kemal Kalıç, Yaşar Durakoğlu, Kemal Bulut, Elif Gizem Akkaya, Ozan Can Akkuş, Atakan Eray Özyol, Nusrettin Can Çalkınsın, Zeynep Başak Gürsoy, Elvin Buğra Arslan, Mehmet Alan, Eyüp Ulaş, Dorukhan Yusuf Özdemir, Mehmet Emir Çakır, Polis Memuru Nevzat Alagöz isimli İNSAN olarak adlandırdığımız canlılar hayattaydı.

Şimdi ise hayatta değiller. Cenazelerini kaldıran yakınlarının ayıptır söylemesi dünün canlarının bugünün cansız vücutlarını yekpare görmeleri bile mümkün olamadı. Son kez gördükleri halde. Son kez.

Açıkçası bu ucuz senaryonun 249bininci kez oynanmasından fena halde baydım. Ve de memleketimden insanların da bu senaryoya hala inanmasından.
Az önce yolda yürürken aklımdan avazım çıktığı kadar “Katil varrrrrr!” diye bağırmak geçti. Korktum yapamadım. Ama şunu yaptım; kulaklıkla dinlediğim Gülşen’in bir şarkısını söyledim bağıra bağıra.
Herkes bana deliymişim gibi baktı.

Şimdi sorarım size; sokakta yüksek sesle şarkı söyleyen ben miyim deli? Yoksa parçalanmış cesetleri birbirine karışmış olarak poşetlere koyup ailelere teslim eden devlet ve de bunu normal karşılayan bir zihniyet mi?

No comments:

Post a Comment