Saturday, March 29, 2014

Yarın ola hayrola

Ahaha youtube da kapatılmış! Sınır tanımayan psikiyatristler birliği, bu arkadaşlara toplu olarak delirdiklerini söyleyebilirler mi acaba? Bakar mısınız bayım, sayın profesör Robert Jung işte şurda oturan beye giydirin gömleği lütfen. Yoksa korkarım ki daha ne zırvalıklar sergileyecek, biz aklı selim insanların tahayyül bile edemeyeceği. Kim koyduysa başımıza alsın bu adamı geri. İade tarihi geçti ama faturası burda, alın lütfen. Yoksa "Yangın varrrrrrr" diye bağırıcam avazım çıktığı kadar. 
Mart'ta yazı yazma performansım da düştü. Sebebi Anadolu medeniyetlerine dahil bireyler olarak topluca bu büyük manipülasyon üstadının ve dadaşlarının kepazelikleriyle yatıp rezillikleriyle kalkmamız olabilir mi?
İşte size cehennem sıcağı ve gerim gerim gerilmiş robin hood yayı gündemin tamamen dışında bir konu; dünyada iyi ki böyle insanlar da var dediğimiz gruba dahil bir yönetmen Spike Jonze'un son filmi Aşk (Her).
Burada bir parantez açarak bizleri hayattan bezdiren kötülük mabedleri, ismi lazım değil bir milyon insana karşı yüzümüzü gülümseten, dünya o kadar da gollum bir yer değilmiş dediğimiz insanlardan ilk çırpıda aklıma gelenleri saymak istiyorum; Uğur Gürsoy, Umut Sarıkaya, Binnur Kaya, Engin Günaydın, Takeshi Kitano, Tarantino, Michel Gondry, Gael Garcia Bernal, Steve Buscemi, Wes Anderson, Pedro Almodovar... Kim bilir daha daha kimler var? Charlotte Gainsbourgh seni de sayardım ama ikidir o da ayrı bir manipülatör, bir duygu simsarı Lars Von Trier'in seyirciyi naparım da hipnotize eder, hipnoz sırasında da kendime tapmalarını sağlarımcı filmlerinde oynadın ve üzgünüm hakkını kaybettin.
Ve 2014 Ezguita altın sevgi böceği ödüllerini dağıttıktan sonra Aşk filmine geri dönüyorum. Yakın gelecekte geçiyor film. Şöyle ki fazlasıyla ileri seviyede zeki, muhakeme ve mukayese yetenekleri olan, insan gibi düşünen, konuşan ve de hisseden bir işletim sistemi geliştirilmiştir. Kahramanımız (filmde zinhar tanımadığım ve ne kadar çok Türk'e benziyor dediğim) Joaquin Phoenix'in canlandırdığı Theodore, bu işletim sistemini aldığında sadece bir sesten ibaret olan sanal varlık Samantha ile tanışır. Son derece büyüleyici ve iç gıdıklayıcı bir sese sahip Scarlett Johansson aplamızın seslendirdiği Samantha çok geçmeden Theodore'un tüm hayatını kaplayacaktır.
Iphone ve ipad ile yatıp kalkan bendeniz Ezgotto kişisine ürkütücü bir yalnızlık içinde debelenerek yaşamaya çalışan ve sevgiyi, sıcaklığı etten kemikten olmayan sanal bir varlıkta bulan yakın geleceğimizin insan profili çok gerçekçi ve olası geldi. Titreyerek ürperdim. Umut Sarıkaya, lütfen o zaman da yaz olur mu? Yaz ki gülelim, ürpertimiz geçsin. 
Acaba youtube vs. kapatma bir geleneğe mi dönüşse? Geri kalsak teknolojide, sanal alemde. Anane, dede, torun tombalak çıtır çıtır yanan sobanın başına oturup ipad yerine dokunsak sevdiklerimize? İyi olmaz mı, ha?



2 comments: